Çevre ve insan sağlığı açısından olumsuz etkileri olan cıva, en tehlikeli ağır metallerden birisidir. Cıva ve bileşikleri geniş kullanım alanına sahiptir. Hava emisyonları ile atmosfere salınan veya yapılan işlemlerle buharlaşan cıva, bir süre sonra toprağa ve suya çökelmekte ve netice de beslenme zincirine girerek canlı hayatına zarar vermektedir.
Bu sebeple, cıva kaynaklı çevre kirliliğinin küresel ölçekte önlenebilmesine ilişkin çabalara katkı sağlanması amacıyla Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP) liderliğinde “Cıvaya ilişkin Minamata Sözleşmesi” hazırlanmıştır. Ülkemiz 24 Eylül 2014 tarihinde Sözleşmeyi imzalamıştır.
Cıvaya ilişkin Minamata Sözleşmesinin Beyan ile Birlikte Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair 7360 sayılı Kanun 24 Şubat 2022 tarihli ve 31760 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Bununla birlikte 7360 sayılı Kanunla onaylanması uygun bulunan Minamata Sözleşmesi’nin beyanla birlikte onaylanmasına Cumhurbaşkanlığı’nın 12 Ağustos 2022 tarihli ve 5960 sayılı Kararı ile karar verilmiştir.
Minamata Sözleşmesi Sekretaryası tarafından Ülkemizin söz konusu Sözleşmeye 4 Ekim 2022 tarihi ile resmen taraf olduğu duyurulmuştur.
Minamata Sözleşmesi, cıva kullanılan, salınan ya da yayılan ürünler, prosesler ve endüstriler ve bunların cıva içeren atıkları için bazı kontrol ve azaltım tedbirleri içermektedir. Sözleşme kapsamında, ülkelerin bazı cıva içeren ürünlerin üretim, ithalat ve ihracatını yasaklamaları ve bunlara ilişkin atıklarını etkin bir şekilde bertaraf etmeleri, kullanılan cıva miktarını ve salınımlarını azaltmaya yönelik stratejiler oluşturmaları ve büyük endüstriyel tesislerden kaynaklanan emisyonları ve salımları azaltmak için belirli zamanlar dâhilinde yeni açılacak tesislerde Mevcut En İyi Teknolojileri kullanmaları ve mevcut tesisler için ise belirli bir plan çerçevesinde emisyonlarını azaltmaları zorunlu hale getirilmiştir.
Bakanlığımızın 06.06.2008 tarihli ve 26898 sayılı Hava Kalitesi Değerlendirme ve Yönetimi Yönetmeliğinde atmosferdeki gaz halindeki toplam cıvanın belirlenmesi için makro ve mikro ölçekli örnekleme noktası kurulması zorunluluğu ve ölçüm (örneklem ve analiz) referans metoduna ilişkin bilgiler bulunmaktadır. Ayrıca, Bakanlık ve il müdürlükleri, cıva ile ilgili güncel bilgileri; bilgisayar ağı, bilgi ekranları, basın yayın organları ve diğer kolay ulaşılabilir medya aracılığıyla düzenli olarak kamuoyuna, çevre kuruluşları, tüketici kuruluşları ve belirli hassas nüfus grupları ve diğer ilgili sağlık mercileri gibi ilgili kuruluşlara sunmakla yükümlüdür.
Yine, Bakanlığımızın 03.07.2009 tarihli ve 27277 sayılı Sanayi Kaynaklı Hava Kirliliğinin Kontrolü Yönetmeliği kapsamında sektörel olarak baca gazında cıva bileşikleri için sınır değer belirlenmiştir. Periyodik olarak cıva ölçümleri yapılmaktadır.
2017-2019 yılları arasında, Ülkemizin Minamata Sözleşmesine taraf olmasına ilişkin sürecin tamamlanması, cıvaya ilişkin ülkedeki mevcut durumun belirlenmesi ve sözleşmenin ülkemizde uygulanabilmesi amacıyla Küresel Çevre Fonu (GEF) tarafından finanse edilen ve ilgili kurum/kuruluşlarla işbirliği içerisinde Bakanlığımız önderliğinde, Birleşmiş Milletler Sınai Kalkınma Teşkilatı (UNIDO) tarafından "Cıvaya İlişkin Ön Değerlendirme Projesi" yürütülmüştür.
Proje kapsamında; cıvanın ulusal yönetimi için kurumsal ve yasal boşluk analizi hazırlanmış, Minamata Sözleşmesine uyum sağlamak için mevcut yasal araçlar gözden geçirilmiş, envanter çalışması, paydaşlar analizi, cıva kullanımı, salınımı ve emisyonları da dahil olmak üzere ulusal cıva profili oluşturulmuş ve farkındalığın artırılması faaliyetleri gerçekleştirilmiştir.
Bunlara ek olarak Minamata Sözleşmesinin ulusal düzeyde uygulanmasına yönelik olarak Cıva Hakkında Taslak Yönetmelik, AB uyum çalışmalarımız çerçevesinde AB’nin ilgili Tüzüğü dikkate alınarak hazırlanmış olup söz konusu taslağın 2023 yılında yayımlanması öngörülmektedir.
Sözleşmeyle birlikte,
hususları ele alınacaktır.
Sözleşme’nin amacı, insan sağlığını ve çevreyi cıva ve cıva bileşiklerinin insan kaynaklı emisyonlarndan ve salımlarından korumaktır ve bu amaca ulaşmak amacıyla Sözleşme, bir dizi önlemler belirlemektedir. Bunlar, birincil madencilik gibi belirli cıva kaynaklarına kısıtlamalar getirmek ve zanaatkârlık ve küçük ölçekli altın madenciliği dâhil cıva veya cıva bileşiklerinin kullanıldığı cıva içerikli ürünleri ve imalat süreçlerini kontrol etmek de dâhil olmak üzere cıva tedarikini ve ticaretini kontrol etmek üzere önlemler içermektedir. Sözleşme’nin metni, cıva emisyonları ve salımlarıyla ilgili ayrı maddeler içermektedir. Bu maddeler, cıva seviyelerinin düşürülmesine yönelik kontroller içermektedir. Buna ek olarak, hem cıva ile kirletilmiş alanların hem de cıva ve atıklarının çevreye uyumlu şekilde geçici depolanmasıyla ilgili önlemleri içermektedir.
Sözleşme ile özellikle gelişmekte olan ülkelerde, hassas grupların, kadınların, çocukların ve bunlar aracılığıyla gelecek nesillerin, cıvaya maruz kalmasından kaynaklanan sağlık sorunlarının bilincinde olarak, cıvanın biyolojik birikimi ve geleneksel gıdaların kirlenmesi nedeniyle kuzey kutup ekosistemleri ve yerli toplulukların belli hassasiyetlerini kaydederek ve daha genel olarak cıvanın etkilerine ilişkin olarak yerli topluluklar hakkında endişe duyarak, Minamata Hastalığı ile ilgili önemli derslerin, özellikle cıva kirliliğinden kaynaklanan ciddi sağlık ve çevresel etkilerin ve cıvanın doğru bir şekilde yönetilmesine ve gelecekte bu gibi olayların önlenmesine ilişkin ihtiyacın farkında olarak, cıva yönetimi için ulusal imkânların güçlendirilmesi hedeflenmektedir.