Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı ve İklim değişikliği Başmüzakerecisi Prof. Dr. Mehmet Emin Birpınar, Almanya’nın Bonn kentinde düzenlenen BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 23. Taraflar Konferansı’nın (COP 23) kapanışında konuştu.
Müsteşar Yardımcısı ve İklim Değişikliği Başmüzakerecisi Birpınar, Bonn COP23 kapanış toplantısında Türkiye’nin taleplerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Açıklamalarında, 2015 yılında oluşturulan Paris Anlaşmasının önemine işaret eden Prof. Dr. Birpınar, “Bugün bir başka Taraflar Konferansı’nı kapatıyoruz. Bu toplantı, 2018 öncesi son Taraflar Toplantısı olduğundan Paris Kurallar Kitabı’nın ve Kolaylaştırıcı Diyalogun ilerlemesi için kritik idi. Aynı zamanda, Türkiye’nin meselesi istişare edildiğinden bizim için önemliydi. Bu bağlamda, Fiji Başkanlığı’na ve Sekretarya’ya desteklerinden dolayı minnettarlığımızı ifade etmek isteriz. Taraf ülkeler ve Gruplar arasında ortak bir zemin bulma çabalarından dolayı kolaylaştırıcılık görevini üstlenen Bay Flasbarth ve ekibine de müteşekkiriz” diye konuştu.
“İÇİNDE BULUNDUĞUMUZ DURUM HAKSIZ VE HAKKANİYETTEN UZAK”
Açıklamalarında Türkiye’nin Yeşil İklim Fonu’ndan yararlanmasına yönelik görüşlerini de dile getiren Müsteşar Yardımcısı ve İklim Değişikliği Başmüzakerecisi Birpınar, Türkiye’nin taleplerinin belirli ve haklı olduğunu söyledi. Önceki başkanlıklar ile mevcut başkanlığın söz konusu durumu çözmek için gerekli platformlarda buluştuğunu belirten Birpınar, “Başlangıç noktası olarak iki metnimiz vardı ve bazı olumlu yorumlar duyduk. Ancak güçlü bir dirençle karşılaştık ve bunu kırmak imkansızdı” dedi. Birpınar konuşmasında, “2015 yılında yeni bir sistem yaratırken ortak bir zeminde anlaştık Bu sistem ülke bazlı, kapsayıcı olacak, öz farklılaştırma ilkesine dayanacak ve kimse arkada bırakılmayacaktı. Buna Paris Anlaşması adını verdik. Bu yıl, Fiji Başkanlığı yeni bir kavram oluşturdu. Bu kavram, empatiyi, birbirini dinlemeyi ve çözüm bulmayı içermektedir. Buna Talanoa Diyalogu adını verdik. Ne yazık ki bu çatı altındaki uluslararası ortam, fiiliyatta bu iki yapıcı aracı kullanmakta başarılı olamamıştır. Toplantılarda görüşlerimizi açıkça ifade ettik. Ancak, bu karşı duruşun arkasındaki somut sebebi öğrenemedik. Meselemiz hala mevcuttur ve bunu çözmek için çalışmayı bırakmayacağız. Şu anda içinde bulunduğumuz durum haksız ve hakkaniyetten uzaktır. Sistemin bize sağladığı tüm yolları deneyeceğiz. Başka yol haritaları oluşturacağız ve sürecin bir parçası olmak için tüm seviyelerde takipte kalacağız. Mantıklı ve uygulanabilir bir çözüm bulana kadar sesimizi yükseltmeye devam edeceğiz. Şu anda, başarılı bir Tarafları Toplantısına ulaşmak için iyi niyetimizi ve duruşumuzu gösteriyorsak, bu Başkanlığın ve Bay Flasbarth’ın yorulmak bilmez çabaları sayesindedir. Gelecek oturumda tüm Tarafların elini taşın altına koyma konusunda ve Talanoa ve Paris Ruhunu gerçeğe dönüştürme hususunda isteklilik göstereceğini umarız”